21 Nisan 2010 Çarşamba

DİĞER FOSİL ÖRNEKLERİ



Mantar

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Resimdeki mantar fosili 100 milyon yıllıktır. Bu fosil, bundan 100 milyon yıl önce de, bu canlıların tüm fonksiyonları ve özellikleriyle eksiksiz olarak var olduklarını, o günden bu yana da hiçbir değişime uğramadıklarını göstermektedir. 18. yüzyılın ortalarından bu yana ortaya çıkarılan milyonlarca fosil örneği de istisnasız aynı şekilde evrim yaşanmadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenledir ki, ön yargılarından uzaklaşan paleontologlar, evrimden ve Darwinizm'den de uzaklaşmaktadır. Bu gerçek, Darwin'i Yeniden Keşfetmek isimli kitapta şöyle açıklanmaktadır:

"Paleontologların evrimdem uzun süredir uzaklaşmalarında şaşılacak bir şey yoktur. Aksinin olacağı da görünmüyor... Biyoloji okurken bir patlama ile tüm canlıların aniden ortaya çıktığı görülür ve hiçbir fosil evrimin yaşandığını göstermez." (Darwin'i Yeniden Keşfetmek, s.95)


Kimyasal Böcek

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Cantharidae familyasına dahil olan resimdeki böcek, bundan 100 milyon yıl önce de canlıların kimyasal savunma mekanizmaları kullandığını göstermesi açısından çok önemli bir örnektir. Oregon Üniversitesi'nden amber uzmanı George Poinar'ın yayınladığı bilimsel makalelere göre, daha önce de fosil kayıtlarında kimyasal savunma mekanizması kullanan canlı örnekleri bulunmuştu. Örneğin, Jura dönemine ait bazı mürekkep balığı fosillerinin zehir keseleri, Dominik amberleri içinde asker termitlerin savunma salgıları, yine Dominik amberleri içinde bu mekanizmayı kullanan bazı solucan türleri elde edilmişti. Ancak bu kadar eski tarihli bir kimyasal böcek türünün, sahip olduğu bu mekanizmayı kullanırken fosilleşmiş haline daha önce hiç rastlanmamıştı.

Eğer bir canlı, evrimcilerin sözde ilkel bir yaşam olduğunu öne sürdükleri 100 milyon yıl önce son derece kompleks olan bir savunma mekanizmasına sahipse ve bunu tam olarak kullanıyorsa, bu durumda elbette evrimden söz etmek mümkün değildir.

Düşmanının üzerine kimyasal salgı püskürtürken fosilleşmiş olan kimyasal böcek.


Karınca Aslanı

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Evrimcilerin bilim dışı iddialarına göre kelebekle fil, balinayla karınca, orkidelerle ısırgan otları, insanlarla balıklar sözde aynı ortak ataya sahiptirler. Böyle bir iddianın doğru olup olmadığını gösterebilecek en önemli delil fosil kayıtlarıdır. Fosil kayıtlarında bir canlının bundan on binlerce, on milyonlarca hatta yüz milyonlarca yıl önceki hali tam olarak muhafaza edilmiştir. Böylece, canlının geçmişte yaşamış örneklerine bakılarak, sözde bugünkü halini alana kadar hangi hayali ara aşamalardan geçtiği görülebilir, hatta sözde ortak ataların izlerine rastlanabilir. Ne var ki fosil kayıtlarına bakıldığında evrimcilerin iddia ettiği gibi herhangi bir ara aşama görülmez, herhangi bir ortak ataya da rastlanmaz. Milyonlarca fosil örneği, canlıların hep aynı kaldıklarını hiç değişmediklerini, yani evrimin büyük bir yalandan ibaret olduğunu göstermiştir. Bu fosillerden biri de resimdeki 100 milyon yıllık karınca aslanıdır.


Akrep Sineği

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Evrimci yayınlarda, elde edilen her fosil örneği sanki evrim teorisine destekmiş gibi yansıtılır. "Atalarımızın izine rastlandı", "Böceklerin evrimi sonunda anlaşıldı", "Sineklerin atası bulundu" gibi manşetlerle yayınlanan haberlerdeki bilgiler dikkatlice incelendiğinde, elde edilen bulgularda evrimi detekleyen hiçbir unsur olmadığı açıkça görülür. Hatta bu bulgular tam tersine evrimi çürüten bilgiler içerir. Ancak taraflı yayınlarla gerçekler gizlenir, bilimsel veriler göz ardı edilir ve bilimin ortaya koyduğu gerçek yerine Darwinistlerin hayali hikayeleri ve masalları anlatılır. Ancak artık kitlelerin bu masallara inanması mümkün değildir. Zira, resimdeki örnekte olduğu gibi sayısız fosil, halkın gözleri önüne getirilmiştir ve canlılığın kökeninin evrim olmadığı reddedilmesi mümkün olmayan delillerle ispatlanmıştır.

Bataklık Böceği

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Darwinistler biraz çamur, biraz da yıldırımlar, fırtanalar gibi doğa olayları biraraya geldiğinde, eğer yeterince uzun zaman tanınırsa, güllerin, karanfillerin, kuşların, böceklerin, şehirler inşa eden, atomun parçacıklarını araştıran, senfoniler besteleyen, uzaya giden insanların tesadüflerin eseri olarak ortaya çıkabileceğini iddia ederler. İlkokul çağındaki bir çocuğun dahi mantıksız bulacağı bu komik ve mantık dışı iddiayı sırf ideolojik kaygıları nedeniyle "ciddiyetle" savunurlar. Evrimci George Wald, Scientific American dergisinde yayınlanan yazısında, yeterince zaman tanındığında tesadüfün herşeyi başaracağını uzun uzun anlatmış ve şu yorumda bulunmuştur: "Bu kadar uzun bir sürede imkansız imkanlı olur, imkanlı olası olur ve sonunda olası olan kesinleşir. İnsanın sadece beklemesi gerekir, zamanın kendisi mucizeleri gerçekleştirir." (Phillip Johnson, The Wedge of Truth, Intevarsity Press, Illinois, 2000, s.50)

Wald'un bu cümleleri evrimci mantıksızlığının en çarpıcı örneklerinden biridir. Oysa değil iki milyar yıl, iki yüz milyar yıl da geçse taşın toprağın, hisseden, düşünen, karar alan, sevinen, eser meydana getiren, araştırma yapan, seven, sevilen insanlara dönüşmesi mümkün değildir. Canlılık kör tesadüflerin eseri değil, üstün ve güçlü olan Rabbimiz'in eseridir.


Salyangoz Kabuğu

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Resimdeki amber 100 milyon yıllıktır ve içinde bir salyangoz kabuğu fosilleşmiştir. Günümüzdeki salyangoz kabuklarıyla bundan 100 milyon yıl önce yaşamış olanlar arasında hiçbir fark olmaması, evrimcilerin iddialarını tam anlamıyla geçersiz kılmaktadır. Eğer salyangozlar evrimcilerin iddia ettiği gibi evrimleşmiş olsalardı, bundan 100 milyon yıl önce yaşamış olanların kabuk yapılarının günümüzdekinden çok farklı olması gerekirdi. Ancak arada en küçük bir fark dahi yoktur ve bu farksızlık, evrimin hiçbir zaman yaşanmadığının, canlılığın kökeninin Yaratılış olduğunun delillerinden biridir.

Sinek (Toxoneura)

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Bilimsel bulguları tarafsız olarak değerlendiren bilim adamları, Darwin'in iddialarının geçersiz olduğunu kolaylıkla görmektedir. Örneğin Darwin'in öne sürdüğü, tüm canlı türlerinin zaman içinde meydana gelen küçük kalıtsal değişikliklerle var olduğu iddiası bugüne kadar hiçbir bilimsel veriyle desteklenmemiştir. Elde, evrimcilerin hayal güçlerinin ürünü olan hikayeler ve ideolojik ısrarları dışında hiçbir şey yoktur. Ünlü İngiliz biyolog Brian Goodwin de, Darwinizm'in bilimsel olarak desteklenmeyen bir teori olduğunu şöyle ifade etmektedir:

"Darwin'in, hayat ağacının zaman içinde küçük kalıtsal farklılıkların birikimi sonucunda oluştuğu varsayımlarının hiçbir desteği yok görünmektedir. Hayatın beliren özelliklerinden, yani balıklar ve amfibiyenler, solucanlar ve böcekler, atkuyrukları ve otlar gibi bir canlı grubunu diğerinden ayıran niteliklerden başka bir süreç sorumlu olmalıdır." (Phillip Johnson, The Wedge of Truth, Intevarsity Press, Illinois, 2000, s.72)

Goodwin "Canlı gruplarının ortaya çıkışından başka bir süreç sorumlu olmalıdır" derken, aslında Yaratılış gerçeğine işaret etmekte, ancak bunu açıkça ifade etmekten kaçınmaktadır. Brian Goodwin'in açıkça söylemekten kaçındığı gerçek, akıl ve vicdan sahipleri tarafından hemen görülmektedir.


Sürüngen Ayağı

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Amber içindeki fosiller, bundan on milyonlarca yıl önceki ormanlarda nasıl bir yaşam olduğunu ortaya koyan önemli delillerdir. Amberler üzerinde yapılan araştırmalar, sadece amberin içindeki canlı hakkında değil, bu canlının yaşamış olduğu ortam ve çevresindeki diğer canlılar hakkında da bilgi verir. Resimdeki 100 milyon yıllık sürüngen ayağı fosili ise, söz konusu canlıların aradan geçen bunca zamana rağmen hiçbir değişime uğramadığını, bugün sürüngenler hangi özelliklere sahipse ve nasıl yaşıyorsa 100 milyon yıl önce de aynı şeylerin geçerli olduğunu göstermektedir.


Cüce Altı Gözlü Örümcek (Onopidae)

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Derek Ager, The Nature of The Fossil Record adlı kitabında önemli bir itirafta bulunur ve şöyle der:
"Öğrenci olarak öğrendiğim bütün evrim hikayelerinin hemen hemen tamamının şu anda çürütülmüş olması önemli olmalı." (Ager, D., V., "The Nature of The Fossil Record", Proceedings of the Geological Association, vol. 87, no. 2 (1976), s. 131-159)

Derek Ager bu satırları 1976'da yazmıştır. Bugün bilim ve teknolojinin geldiği seviyede ise, evrimin tüm hikayelerinin yalan olduğu ispatlanmıştır. Bu gerçeği ifşa eden en önemli bulgulardan biri fosil kayıtlarıdır. Resimdeki 50 milyon yıllık örümcek gibi sayısız örnek, evrimi yerle bir etmiştir.

Yalancı Çiçek Böceği (Scraptiidae)

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Bundan 50 milyon yıl önce yaşamış olan bir canlı bugün sahip olduğu tüm organlara ve fiziksel özelliklere eksiksiz olarak sahipse, bu canlının sözde evrim geçirerek günümüzdeki haline kavuştuğunu söylemek mümkün değildir. Yaklaşık 150 yıldır yapılan araştırmalar, bilinen 1 milyondan fazla türü olan böceklerin sözde ortak atasının ne olduğu konusunda hiçbir bilimsel cevap ortaya koyamamıştır. Bundan sonra da bir cevap bulabilmesi mümkün değildir, çünkü böcekler herhangi bir sözde ortak atadan türememiştir ve sahip oldukları özellikleri de evrimsel bir süreçle kazanmamıştır. Her bir tür kendisine has özelliklerle yaratılmış ve soyunu devam ettirdiği müddetçe de herhangi bir değişikliğe uğramamıştır. Fosil kayıtları bu gerçeğin en önemli delilidir.


Arı Sineği

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Yaklaşık 150 yıldır yapılan fosil araştırmaları sonucunda iki farklı canlı türünün birbiriyle bağlantılı olduğunu gösteren bir tane bile ara form fosili bulunamamıştır. Bulunan her fosil, canlıların sahip oldukları tüm özelliklerle birden bire var olduklarını, yani yaratıldıklarını ortaya koymaktadır. Bu fosillerden biri de resimde görülen 50 milyon yıllık arı sineği fosilidir. Aradan geçen tam 50 milyon yıla rağmen hiç değişmeyen, tüm özellikleriyle varlıklarını aynen devam ettiren arı sinekleri evrimin yalan olduğunun canlı birer delilidir.

Sinek (Simuliidae)

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Evrimcilerinin iddiaları doğru olsaydı, canlı türleri ilk ortaya çıktıkları günden bu yana sürekli değiştikleri için, bundan on milyonlarca yıl önce yaşayan türlerle günümüzde yaşamakta olanların birbirine hiç benzememesi gerekirdi. Tüm türlerde gelişme, değişme ve ilerleme gözlenmesi lazımdı. Ancak fosil kayıtları bu durumun tam tersini göstermektedir. Evrimci makalelerde ve dergilerde anlatılan ilerleme hikayeleri hayal ürünüdür, gerçekle bağlantısı yoktur. Bu durum evrimci kitaplarda dahi anlatılmaktadır:
"Evrimde bir "ilerleme" olmuş mudur? Günümüzdeki bitkiler ve hayvanlar, kendilerinden önce gelenlerden daha mı gelişmiştir, ya da en azından daha mı komplekstir? Elbette hayır." (Richard Ellis, Aquagenesis, The Origin and Evolution of Life in the Sea, Penguin Books, 2001, s. 7)


Taş Böceği (Scydmaenidae)

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Bir canlının sözde evrimsel gelişmesini tamamlaması için 100 milyon yıl oldukça uzun bir süredir. Eğer evrimciler doğru söylüyor olsaydı, aradan geçen 100 milyon yıl içinde taş böcekleri değişe değişe çok farklı bir canlıya dönüşmeli, bugünkü taş böcekleriyle aralarında neredeyse hiçbir benzerlik olmamalıydı. Ancak 100 milyon yıl geçmesine rağmen, diğer tüm canlılar gibi, taş böcekleri en küçük bir değişiklik dahi geçirmemişlerdir. 100 milyon yıl önceki taş böcekleri neyse, günümüzde yaşamakta olanlar da odur. Bu durumda evrimden söz etmek mümkün değildir.

Bostan Sineği (Tipulidae)

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Fosil kayıtları evrimciler açısından son derece önemlidir, çünkü evrimin yaşanıp yaşanmadığının en net ve kolay anlaşılabileceği veriler ortaya koyar. Bu nedenledir ki Fransız zoolog Pierre Grasse şöyle der:

"Natüralistler evrim sürecinin sadece fosil formlarıyla ortaya çıkarıldığını unutmamalıdırlar. Bu sebeple paleontoloji bilgisi ön koşuldur, sadece paleontoloji onlar için evrime kanıt sağlayabilir." (Pierre Grasse, Evolution of Living Organisms, New York: Academic Press, 1977, s. 297)

Ancak paleontologların 150 yıldır yaptıkları çalışmalar, evrimcileri çok büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. Geçmişin izleri olan fosiller, evrimcilerin iddialarını destekleyebilecek hiçbir bulgu sunmamıştır. Elde edilen tüm fosiller istisnasız olarak aynı gerçeği söylemektedir: "Canlılar kör tesadüflerin değil, üstün akıl sahibi Rabbimiz'in eseridir."


Sahte Delici Böcek (Throscidae)

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Darwinistlerin en etkin olarak kullandıkları propaganda yöntemlerinden biri, hiç olmamış şeyleri yaşanmış bir gerçek gibi çok detaylı olarak hikayeleştirmektir. Örneğin mutasyonların ve doğal seleksiyonun canlılık oluşturma, yeni bir tür meydana getirme gibi vasıfları olmadığı halde evrimci makalelerde uzun uzun mutasyonlar ve doğal seleksiyon anlatılır. Bu iki hayali mekanizmaya sözde yaratıcı (Allah'ı tenzih ederiz) bir güç atfedilir. Gerçekler ise çok farklıdır. Ne var ki bu yoğun telkin nedeniyle, konu hakkında bilgisi olmayan pek çok insan evrimi bilimin ayrılmaz ve reddedilemez bir parçası zanneder. Oysa bilim, evrim teorisini çoktan tarihin tozlu raflarına kaldırmıştır bile. Arthur Koestler, evrimin iki önemli mekanizması olarak gösterilen (gerçekte ise hiçbir gücü ve etkisi olmayan) doğal seleksiyon ve mutasyonlar hakkında halkın nasıl yanlış yönlendirildiğini şöyle anlatır:
"Bu arada eğitimli halk Darwin'in rastgele mutasyonların sihirli formülü ve doğal seleksiyonun evrimin beklediği tüm cevapları sağladığına inanmaya devam ediyor; rastgele mutasyonların alakasız olduğunun ve doğal seleksiyonun gereksiz bir tekrar olduğunun farkında değiller." (Luther D. Sunderland, Darwin's Enigma, Master Book Publishers, California, 1988, s.32)

Opliones

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Baltık Bölgesi, Jantarny, Rusya

Yaklaşık 6.400 türü olduğu tahmin edilen Opliones takımındaki canlılar, Arachnida (Örümceğimsiler) sınıfındadırlar. Tek bir proteinin nasıl oluştuğunu, ilk canlılığın nasıl ortaya çıktığını açıklamaktan aciz olan evrim teorisi, on milyonlarca yıldır değişmeden kalan canlılar konusunda da sessizdir. Evrimcileri sessizliğe mahkum eden canlılardan biri de, resimdeki 50 milyon yıllık Opliones'dir. Oplionesler'deki 50 milyon yıldır süregelen değişmezlik evrim teorisiyle açıklanabilir bir durum değildir. Bu bilginin gösterdiği tek gerçek vardır: Yaratılış.


Çulluk Sineği

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya

Darwinizm'in temel iddiası, canlıların sürekli değiştikleri ve aşamalı olarak gelişerek sözde evrim sürecinde ilerledikleridir. Ne var ki, somut bulgulara bakıldığında Darwinistlerin bu hayali hikayesini destekleyen hiçbir delile rastlanmaz. Darwinizm, yaklaşık 150 yıldır, bilimsel bilgilerle bir kere dahi doğrulanmamış, tam tersine elde edilen her bulgudan darbe almıştır. Bu bulgulardan biri de resimdeki 50 milyon yıllık çulluk sineği fosilidir. Bu fosil diğer tüm sinek türleri gibi, çulluk sineklerinin de değişmediklerinin, yani evrim geçirmediklerinin ispatıdır.


Deve Sineği (Raphidioptera)

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Santana Oluşumu, Brezilya

Yaklaşık 150 türü olduğu tahmin edilen deve sinekleri Raphidioptera takımına dahildir. Deve sinekleri de, evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını gösteren canlılardan biridir. Aslında fosil kayıtlarının evrimi desteklemediği bilim çevrelerinin çok iyi bildikleri bir gerçektir, ne var ki evrim teorisine karşı duyulan ideolojik bağımlılık nedeniyle bu gerçek bir türlü kabul edilemez. Richard Ellis, Aquagenesis, The Origin and Evolution of Life in the Sea (Denizlerdeki Yaşamın Başlangıcı ve Evrimi) adlı kitabında, fosillerin evrimin öngördüğü değişimi değil, durağanlığı ispatladığını şöyle ifade eder:

"Fosillerden elde edilen deliller, türler ya da türler arasındaki ilişkiler hakkındaki sorulara hazır cevaplar sunmuyor, fakat tam tersine yeryüzündeki canlılık tarihinin durağanlığını ve kompleksliğini gösteriyor." (Richard Ellis, Aquagenesis, The Origin and Evolution of Life in the Sea, Penguin Books, 2001, s. 6)

Sırtlan Kafatası

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 73 milyon yıl
Bölge: Da Li, Yun Nan , Çin

Evrim tarihi sayısız sahtekarlığa sahne olmuştur. Çeşitli soyu tükenmiş fosiller veya birkaç kemik parçası hayali ara geçişe delil gibi gösterilmeye çalışılmış, günümüzde yaşayan canlıların fosilleri yıllarca evrimleşmekte olan canlılar olarak kamuoyuna sunulmuştur. Fakat fosiller üzerindeki bu aldatıcı spekülasyonların yerini uzun bir zamandır bir sessizlik kaplamıştır. Çünkü resimde görülen 73 milyon yıllık sırtlan kafatasında görüldüğü gibi, günümüz canlılarının büyük bir bölümünün milyonlarca yıl önce bugünkü halleriyle yaşamış olduğu ve dolayısıyla evrim geçirmedikleri anlaşılmıştır. Şimdi artık, evrimcilerin insanın evrimi hikayesi üzerinde yapmakta oldukları sahtekarlıkların ve spekülasyonların da son bulma vakti gelmiştir.


Vaşak Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Paleosen dönemi
Yaş: 65 milyon yıl
Bölge: Ma Ling Dağı, Çin

Allah'ın yarattığı evren kusursuz yaratılış harikalarının bulunduğu eşsiz bir evrendir. Burada yaratılmış olan her güzellik, Allah'ın üstün aklının ve sanatının birer tecellisidir. Allah yoktan var eder ve O'nun yaratmasında sınır yoktur.
Darwinizm insanlara, kusursuz detayların bulunduğu bir evrende yaşadığımız gerçeğini unutturmaya çalışır. Oysa sayısız canlıya bakan ve bu canlıların, resimde görülen 65 milyon yıllık vaşak kafatasında olduğu gibi, milyonlarca yıl önce de aynı şekilde yaşadıklarını gören bir insan, bu telkinden kurtulup bir harikalığın içinde yaşamakta olduğuna kesin kanaat getirecektir. Tüm varlıklar Yüce Rabbimiz'in eseridir.


Çakal Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Paleosen dönemi
Yaş: 51 milyon yıl
Bölge: Gao Xiong, Tayvan

Bugüne kadar canlı türlerinin sözde ortak atalarını gösteren bir fosil bulunamamıştır. Canlıların sürekli değiştiklerine dair de fosil kayıtlarında hiçbir iz yoktur. Peki neden Darwinistler teorilerinde bu kadar ısrarcıdırlar? Acaba neden canlıları Allah'ın yarattığına dair bu kadar delil varken, onlar canlıların evrimleştikleri iddiasını savunmaya devam ederler? Bunun nedeni ideolojiktir. Evrim teorisini savunmak, materyalist ve ateist ideolojiler için hayati bir önem taşır.
Darwinistler evrim teorisinde ısrarcı davranadursunlar, fosil kayıtları sürekli yeni delillerle evrimi yıkmaya devam etmektedir. Resimde görülen 51 milyon yıllık çakal kafatası bu durumun örneklerindendir. Resimdeki fosil, tıpkı kaplanların, kaplumbağaların, tilkilerin, vaşakların, aslanların, gergedanların ve diğer tüm canlıların olduğu gibi, çakalların da hiçbir değişim geçirmediğini ortaya koymaktadır.


Leopar Kafatası

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 73 milyon yıl
Bölge: Qi Pan, Yun Nan, Çin

Darwinistlerin tuzakları, insanları aldatma yöntemleri, artık bir anlam taşımamaktadır. İnsanlar, Yaratılış gerçeğini açıkça gösteren atlaslar, canlıların hiçbir değişim geçirmediklerini belgeleyen sayısız fosil örneği karşısında tüm varlıkların yoktan yaratılmış olduklarını net olarak görmüşlerdir. Darwinist aldatmaca deşifre olmuş, etkisini yitirmiştir.

73 milyon yıllık bu leopar kafatası fosili, canlıların değiştiğine dair hikayelerin tümüyle geçersiz olduğunu görmek için yeterli bir delildir. Bize, leoparların 73 milyon yıl önce de aynı özelliklerle yaşamış olduğunu göstermektedir.


Zebra Kafatası

Dönem: Sen ozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Xi An, China

Allah her canlıyı farklı görünümde ve biçimde yaratmıştır. Yaşama şekilleri, ihtiyaçları birbirinden farklı olduğu gibi, beden yapılarında da derin farklılıklar bulunmaktadır. İşte bu nedenle ele geçirilen fosilleri tanımlamak zor değildir. Fosili bulunan canlının tüm anatomik özelliklerini kalıntılardan anlamak mümkündür. Resimde görülen 45 milyon yıllık zebra fosili de bu ayrımı açıkça göstermektedir. Fosil özelliklerinden canlının günümüz zebralarından hiçbir farkı olmadığı açıkça görülmektedir.

Kuşkusuz bu, Allah'ın büyük bir mucizesidir. Eldeki bilimsel kanıt, evrimci bile olsalar, bilim adamları için reddedilemeyecek bir kesinlik taşımaktadır. Canlıların değişmedikleri, yani herhangi bir evrim sürecinden geçmedikleri somut bir bilimsel bulgudur.


Asya Vahşi Atı Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 33 milyon yıl
Bölge: Yun Nan, China

Atın evrimi senaryosu, Darwinizm'in en bilinen sahtekarlık örneklerinden biridir. Günümüzde pek çok evrimcinin geçersizliğini itiraf etmek zorunda kaldığı bu senaryo, hala bazı fanatik Darwinistler tarafından savunulmaktadır. Oysa olağanüstü tutarsızlıklar barındıran ve bilimsel hiçbir delili olmayan bu iddia tam anlamıyla yalanlanmış durumdadır. Bunun kuşkusuz en önemli göstergelerinden biri, milyonlarca yıl öncesinden değişmeden kalmış haldeki at fosilleridir. Yukarıda resmi görülen 33 milyon yıllık Asya vahşi atı kafatası, şu anda yaşamakta olan Asya vahşi atlarının günümüzden 33 milyon yıl önce aynı şekilde yaşadıklarını göstermektedir. Bu delil başlı başına Darwinizm'in her türlü iddiasını, her türlü yalanını yıkmaya yeterlidir.


Rakun Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 4,3 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin

Günümüz canlılarının milyonlarca yıllık fosil örnekleri, canlıların tarihinde bir dönüşüm, türden türe bir evrim yaşanmadığını ortaya koymaktadır. Bu gerçek, karıncadan kelebeğe, bozayıdan kertenkeleye, meyve sineğinden zürafalara kadar geçerlidir. Darwin'in evrim teorisi, bilimsel bulgularla desteklenen bir teori değildir. Darwin'den beri hiçbir delil ortaya koyamamıştır. Ve fosil kayıtları gün geçtikçe Darwinizm'in delilsizliğini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Resimde görülen 4,3 milyon yıllık rakun kafatası fosili, Darwinistlerin büyük bir yanılgı içinde olduklarını açıkça ilan etmektedir.

Tibet Yaban Eşeği Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 29 milyon yıl
Bölge: Yin Chuan, Çin

Evrimcilerin, yaban eşeklerinin sözde evrimsel atasını gösterme gayretleri boşunadır. Fosiller, yaban eşeklerinin herhangi bir canlıdan türemediklerini, hep eşek olarak var olduklarını ispatlamıştır. 29 milyon yıl önce yaşamış olan eşeklerin, günümüz eşekleriyle aynı olduğunu gösteren resimdeki fosil, tüm evrimci iddiaları susturmaktadır. Canlılar, mutasyonların ve kör tesadüflerin neticesinde meydana gelmemiştir. Tüm canlı türlerini, üstün yaratma gücüne sahip olan Yüce Allah yaratmıştır.


Maymun Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 32 milyon yıl
Bölge: Qing Dao, Çin

Bugüne kadar yarı maymun yarı insan özelliği taşıyan bir tane bile fosil bulunamamıştır. Bir zamanlar sözde insanın evrimine delil olarak öne sürülen fosil örneklerinin birer sahtekarlık ürünü olduğu ortaya çıkmış ve bunların hepsi evrimciler tarafından geri çekilmiştir. Geriye Darwinistlerin hayal ürünü senaryoları dışında bir şey kalmamıştır.

Somut bulgular, maymunların hep maymun, insanların hep insan olarak var olduklarını, evrimin bir yalan olduğunu ispatlamıştır. Bu bulgulardan biri de resimdeki 32 milyon yıllık maymun kafatası fosilidir.

Deve Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 3,9 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin

Evrimcilerin iddialarına göre, deve gibi dev bir memelinin büyük kafatasının, uzun boynunun, hörgüçlerinin bugünkü görünümünü alması için seri halinde birçok mutasyon gerçekleşmeli, bunların sonucunda boynu yarı gelişmiş, kafa şekli garip bir hal almış, hörgüçleri tam oluşmamış sayısız ara canlının yaşamış olması gerekirdi. Bu hayali ara canlılara fosil kayıtlarında sıkça rastlanması, resimdeki gibi tam oluşmuş deve örneklerinin ise milyonlarca yıl öncesine ait hiçbir izinin bulunmaması gerekirdi. Ama fosil kayıtlarından elde ettiğimiz veriler, hayali ara formların hiç yaşamadığını, develerin herhangi bir ara aşamadan geçmediklerini, hep deve olarak var olduklarını göstermektedir.


Gri Tilki Kafatası

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 78 milyon yıl
Bölge: Lan Zhou, Gan Su Bölgesi, Çin

Hakkında sayısız sahte delil üretilen, olmayacak senaryolarla ayakta tutulmaya çalışılan evrim teorisi artık yolun sonuna gelmiştir. İnsanlar, büyük bir aldatmaca ile karşı karşıya olduklarını anlamışlardır. Bu noktadan sonra Darwinistlerin üretecekleri hiçbir senaryonun bir etkisi yoktur; bu çöküş durmayacaktır. Çünkü bilim evrimi tam anlamıyla reddetmiştir.

78 milyon yıllık gri tilki kafatası bu çöküşün gerçekleşmesini hızlandıran sayısız delilden biridir. Darwinizm, yaşayan fosiller karşısında tam anlamıyla yok olmuştur.


Balıkçı Sansar Kafatası

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 78 milyon yıl
Bölge: He Zheng, Gan Su, Çin

Allah yoktan var etmeye kadir olandır. Bu gerçeği düşünmekten uzak olan Darwinistler, Allah'ın dilediği zamanda bir canlıyı dilediği şekilde, yalnızca "Ol" emriyle yarattığını anlayamaz veya kendilerince kabul etmek istemezler. Darwinistlerin ortaya sundukları mantıksız senaryoların, sahte delillerin kökeninde bu inançsızlıkları, gerçeklerden habersiz olmaları yatar. Fakat bilimsel delillere Darwinist büyünün etkisiyle bakmayan kişiler, yeryüzünde muhteşem bir yaratılışın hakim olduğunu anlamakta zorlanmazlar. Gerçekler çok açıktır. Canlılar mükemmel şekilde yaratılmış, kusursuz bir sistemle donatılmışlardır. Yaratıldıkları andan itibaren, nesiller boyunca aynıdırlar.
Resimde görülen 78 milyon yıllık balıkçı sansar kafatası da bu gerçeğin temsilcilerindendir.

Karayip Keşiş Foku Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 3,1 milyon yıl
Bölge: Yun Nan, Çin

Darwinistler, 530 milyon yıl önce var olmuş bir trilobit gözünü açıklayamazlar. Darwinistler, denizdeki, karadaki, havadaki canlıların nasıl aniden ortaya çıktıklarını ve soyları devam ettiği müddetçe değişmediklerini açıklayamazlar. Darwinistler, türlerin birbirine dönüştüğünü iddia eder, fakat bu hayali dönüşümde tek bir hücrenin nasıl farklı fonksiyonlar üstlenebilecek şekilde değişebileceğini açıklayamazlar. Darwinizm açmaz içinde bir teoridir ve yeni fosil delilleriyle her geçen gün bir kademe daha yok olmaktadır. Resimde görülen 3,1 milyon yıllık Karayip keşiş foku kafatası fosili, bu yok oluşu hızlandıran delillerden biridir.


Gergedan Kafatası

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 75 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin

Darwinistlerin iddiası şudur: Canlılar birbirlerinden türemiş ve zaman içinde değişerek bugünkü görünümlerini almışlardır. Eğer bu iddia doğruysa, bunun fosil kayıtlarından anlaşılması gerekir. Fakat fosil kayıtları bize, bugünkünden farksız milyonlarca yıllık canlılardan başka bir şey sunmamaktadır. Darwinist iddianın doğruluğunu gösteren tek bir ara form bile bulunmamaktadır. En küçüğünden en büyüğüne bütün canlılar bugünkü halleriyle milyonlarca yıl önce de yaşamışlardır. Resimdeki 75 milyon yıllık gergedan kafatası bunun örneklerinden biridir. Milyonlarca canlı değişmemişse, kuşkusuz insanın değişmiş olduğunu iddia etmenin de akılcı ve bilimsel bir temeli yoktur. İnsan, tarihte de insan olarak yaşamış ve hiçbir değişime uğramamıştır.

Hint Misk Kedisi Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 40 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin

Stephen Jay Gould, 1993 yılında, Natural History dergisindeki yazısında canlıların fosil kayıtlarında hep aynı yapılarıyla gözlenmeleri konusunda şöyle demektedir:

"Birçok fosil türünün jeolojik yaşam süresi boyunca durağanlığı ya da hiçbir değişim geçirmeyişi, tüm paleontologlar tarafından sözle ifade edilmeksizin onaylanmıştır. Ancak asla üzerinde etraflıca çalışılmamıştır... Durağanlığın çok yaygın olması, fosil kayıtlarının utandırıcı bir özelliği haline geldi, ama yokluğun (ki bu evrimin yokluğudur) bir ilanı olarak göz ardı edilmiş olarak bırakıldı." (S. J. Gould, 'Cordelia's Dilemma', Natural History, Şubat, s. 10-18)

Fosil kayıtlarındaki durağanlığın evrimciler tarafından "utandırıcı" olarak nitelendirilmesinin ise tek sebebi vardır: Canlıların hiçbir değişim geçirmemeleri, evrim teorisinin sonu demektir. Evrimin hiç yaşanmadığını gösteren bu bilgi, Yaratılış gerçeğini teyit etmektedir..


Zürafa Kafatası

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 65 milyon yıl
Bölge: Meng Gu, Çin

Zürafalar, uzun boyunlarıyla dikkat çeken canlılardır. Darwinistler bu olağanüstü canlının boynunun, yüksekteki dallara uzanırken zamanla uzadığı varsayımında bulunmuşlardır. Evrim teorisinin bu en ünlü aldatmacalarından biri, resimde görülen fosil deliliyle ortadan kalkmış bulunmaktadır. Çünkü zürafalar günümüzden 65 milyon yıl önce de aynıdırlar. Bunların sürekli değişim geçiren, dallara ulaşmak için gitgide uzamaya başlayan örneklerinden fosil kayıtlarında eser yoktur. Zürafa, bugün nasılsa, 65 milyon yıl önce de aynıdır.


Yaban Domuzu Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Paleosen dönemi
Yaş: 58 milyon yıl
Bölge: Shan Dong, Çin

Darwinistler daha önce ilkel mantıklar kullanarak kendilerine taraftarlar bulabiliyorlardı. Bilimsel cehalet ortamında çamurlu sudan zaman içinde kendi kendine proteinlerin ve nihayet hücrenin oluştuğuna, suda avlanan ayıların bir müddet sonra yüzgeçler kazanarak balinaya dönüştüğüne, maymunların ağaçtan ağaca atlamaktan vazgeçip dik yürümeye karar verip insan olduklarına kitleleri inandırmak kolaydı. Genetik ve paleontoloji bilinmediğinden, bütün bu hayali dönüşümler adeta kesin gerçekmiş gibi lanse ediliyordu. Ama şu anda Darwinistler için durum hiç de kolay değildir. Genetik bilimi hücrenin kompleksliğini ortaya koymuştur, paleontoloji ise canlıların değişmediğini... 58 milyon yıllık yaban domuzu kafatası fosili gibi sayısız örnek, milyonlarca yıllık canlıların günümüzdekinden farksız bir komplekslik sergilediğini göstermektedir. Artık Darwinizm'in, insanları aldatması mümkün değildir.

Antilop Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Da Quing, Hei Long Jiang, Çin

Bu canlıların 50 milyon yıl önceki örnekleri kusursuz şekilde muhafaza olmuştur. Milyonlarca yıllık bu örnek, antilopların hiçbir değişime uğramadıklarını, bir başka canlıdan türemediklerini, evrimleşmediklerini göstermektedir. Tıpkı milyonlarca yıllık zebralar, kurtlar, kaplanlar, tilkiler gibi bu canlılar da Allah'ın takdir ettiği biçimde yaratılmış ve değişmemişlerdir. Diğer tüm canlılarda olduğu gibi, insanın hayali evrimi hikayesinde de bunu destekleyecek tek bir ara geçiş formu bulunmamaktadır. Kısacası, evrimcilerin bu sahte iddiası tüm diğer iddiaları gibi geçersizdir; yeryüzünde hiçbir canlı evrim geçirmemiştir.


Çita Kafatası

Dönem: Senozoik zaman, Miosen dönemi
Yaş: 7.3 milyon yıl
Bölge: Shan Dong, Çin

Darwinistler, maymunların bazı davranış biçimlerine bakarak, insanlarla maymunların sözde ortak bir atadan geldiklerini iddia ederler. Buna göre, maymunlar günün birinde ağaçlardan inmeye, dik yürümeye, konuşmaya, şarkı söylemeye, beste yapmaya, binalar inşa etmeye, bilimsel keşiflerde bulunmaya karar vermiş ve insana dönüşmüşlerdir. O zaman benzer bir hayali dönüşümün diğer hayvanlar için de geçerli olması gerekir. Örneğin çitalar da, çok hızlı koştukları için, günün birinde olimpiyat kazanan bir insana dönüşmeye karar verebilir ve kendi kendilerine yapılarını tamamen değiştirebilirler. Ancak, bilimsel verilere bakıldığında çitaların, kaplanların, kurtların, tilkilerin, aslanların, leoparların kısaca tüm hayvanların değişmediği görülmektedir. Aynı değişmezlik maymunlar ve insanlar için de geçerlidir. Maymunlar hep maymun, insanlar hep insan olarak var olmuşlardır.